Deney Dünyası mı, Merak Sınırları mı? Yoksa Sadece Vakit Kaybı mı?

7 Dak Okuma

Malum, hayat dediğin bir deneme tahtası. Ya da en azından sosyal medya algoritmalarının bize sürekli pompaladığı şey bu. Her gün yeni bir “denemeniz gereken şey” listesiyle karşılaşıyoruz. Hani sanki hayatımızın geri kalanı bomboş da, şu sıraladıkları denemezsek eksik kalacakmışız gibi. Cinnamon Toast Crunch baharatıyla tatlandırılmış kahve mi? Ciddi miyiz? Sanki sabahları uyanmak için ekstra bir motivasyona ihtiyacımız varmış gibi, kahvemizi de sanatsal bir dokunuşla zenginleştirmemiz bekleniyor.

Her Şeyin “Yeni” Olma Zorunluluğu

Bu sürekli “yeni” arayışı, aslında biraz da modern dünyanın bize dayattığı bir tüketim çılgınlığı değil mi? Bir şeyi denemek, sırf denemiş olmak için denemek… Sanki hayatın anlamını bu anlamsız keşiflerde bulacağız. Bir zamanlar kitap okurduk, film izlerdik, sohbet ederdik. Şimdi ise “şu garip şeyi denedim, aman Tanrım, hayatım değişti!” tweetlerini görüyoruz. Kulağa biraz distopik geliyor, kabul edin.

Sosyal Medyanın Dayattığı Deneyim Kültürü

Özellikle Instagram ve TikTok gibi platformlar, bu durumu iyice körüklüyor. Her köşe başında bir “challenge” var, her yeni çıkan ürün bir “olmazsa olmaz”. Sanki bu akımlara ayak uydurmazsak, bir sonraki nesil tarafından “retro” veya daha kötüsü “bilgisiz” olarak etiketleneceğiz. Türkiye’de de durum farklı değil. Bir ara herkes ev yapımı ekşi mayalı ekmek yapıyordu, sonra herkes evde yoğurt mayalamaya başladı. Şimdi de sıra Cinnamon Toast Crunch kahvesinde herhalde.

Gerçek Merak mı, Zorunluluk mu?

İnsan doğası gereği meraklıdır, evet. Ama bu, her önümüze çıkan şeyi sorgusuz sualsiz denemek anlamına gelmez. Bazen de oturup mevcut olanın tadını çıkarmak, derinleşmek gerekir. Her yeni çıkan “trend” ürününe koşmak yerine, belki de elimizdekini daha iyi anlamaya çalışmalıyız. Yoksa bu hızla gidersek, yakında kahvaltıda yediğimiz simidi bile “denemeniz gereken 37 şaşırtıcı şey” listesinde görürsek şaşırmam.

Deney Yapmak mı, Vakit Kaybetmek mi?

Bu listeler, genellikle insanları bir şeyleri denemeye teşvik etmek üzerine kurulu. Amaç, ufukları genişletmek mi, yoksa sadece daha fazla tıklama ve etkileşim almak mı? İşte orası muamma. Bir yandan, evet, yeni şeyler denemek ufkumuzu genişletebilir. Farklı tatlar, farklı deneyimler bizi zenginleştirebilir. Ama diğer yandan, her önüne geleni denemek, aslında hiçbir şeye tam olarak odaklanamamamıza neden olabilir.

Türkiye’den Yerel Bir Bakış

Düşünsenize, bizim buralarda da benzer bir durum var. Bir ara herkes evde turşu kurmaya başladı, sanki kışlık hazırlığı değil de, bir sosyal sorumluluk projesi gibiydi. Sonra herkes evde sabun yapımına merak saldı. Şimdi de sıra belki de Antep fıstığı tozlu Türk kahvesi mi olacak? Neden olmasın! Yeter ki “farklı” olsun, yeter ki “yeni” olsun. Ama asıl soru şu: Bunların ne kadarı gerçekten bir ihtiyaca cevap veriyor, ne kadarı sadece bir heves?

Tüketim Kültürünün Tuzakları

Bu tür listeler, aslında tüketim kültürünün en ince tuzaklarından biri. Bize sürekli bir şeylerin eksik olduğunu hissettiriyorlar. Sanki hayatımızda bir boşluk var ve o boşluğu dolduracak sihirli formül, bu listede sıralanan garip ürünlerde gizli. Oysa gerçek tatmin, çoğu zaman elimizdekilerle, bildiklerimizle ve sevdiklerimizle kurduğumuz bağlarda gizlidir.

Cinnamon Toast Crunch Kahvesi: Bir Sembol mü, Sadece Bir Trend mi?

Gelelim o meşhur Cinnamon Toast Crunch kahvesine. Bu fikir ilk duyduğumda aklıma gelen ilk şey şuydu: Gerçekten bunu kim düşündü ve daha da önemlisi, kim deneyecek? Tabii ki sosyal medya hemen bu akımı kaptı. Fotoğraflar, videolar havada uçuştu. Sanki bu kahve, hayatın tüm sıkıcılığını alıp götürecekmiş gibi bir algı yaratıldı.

Tat mı, Pazarlama Hilesi mi?

İşin aslına bakarsanız, bu tür trendler genellikle pazarlama dehasının ürünüdür. İnsanların merakını cezbetmek, onları denemeye teşvik etmek ve sonuçta bir ürün satmak. Cinnamon Toast Crunch’ın kendi ürününe olan ilgiyi artırmak için bulduğu zekice bir yöntem. Ama bizler, bu oyunun neresindeyiz? Sadece birer piyon muyuz, yoksa bilinçli tüketiciler mi?

Deneyimlemek mi, Kanmak mı?

Elbette denemekten zarar gelmez. Belki de bu kahve gerçekten lezzetlidir, kim bilir? Ama önemli olan, her gördüğümüz yeniliği sorgulamadan hayatımıza dahil etmemek. Kendi damak zevkimize, kendi yaşam tarzımıza uygun olanı seçebilme yeteneğini korumak. Yoksa bir bakmışız, sabah uyandığımızda kendimizi mutfakta, üzerine pul biber serpilmiş sütlaç yaparken bulmuşuzdur. Neden? Çünkü sosyal medyada öyle görmüşüzdür!

Hayatın Gerçek Lezzetleri

Belki de bu listelerin bize öğrettiği en önemli şey, hayatın aslında ne kadar çok keşfedilmeyi bekleyen şeyi barındırdığıdır. Ama bu keşiflerin illa ki en yenisi, en tuhafı olması gerekmez. Bazen bir demli çayın tadını derinlemesine çıkarmak, bazen uzun zamandır görüşmediğimiz bir dostla edilen sohbetin samimiyetinde kaybolmak, bazen de sadece pencereden dışarıyı izlerken bir fincan sade kahvenin huzurunu yaşamak da büyük bir deneyimdir.

Yerel Tatlar ve Kültürel Miras

Türkiye’de yaşayan biri olarak, etrafımıza bakınca ne kadar zengin bir kültürel mirasımız olduğunu görüyoruz. Her yörenin kendine has lezzetleri, yüzlerce yıllık tarifleri var. Belki de bu kadar dışarıdaki yeni trendlere koşmak yerine, kendi kültürel mutfağımızın derinliklerine dalsak, keşfedecek çok daha fazlası var. Bir anneannenin yaptığı kuru fasulye, bir esnaf lokantasının meşhur tencere yemeği… Bunlar, Cinnamon Toast Crunch kahvesinden çok daha otantik ve tatmin edici deneyimler sunabilir.

Gerçek Deneyimler Nerede Gizli?

Gerçek deneyimler genellikle karmaşık formüllerde veya pahalı ürünlerde gizli değildir. Çoğu zaman en basit anlarda, en beklenmedik yerlerde karşımıza çıkarlar. Bir kitapta okuduğumuz bir cümle, yolda karşılaştığımız ilginç bir insan, dinlediğimiz bir müzik… Bunlar, hayatımıza anlam katan, bizi dönüştüren şeylerdir. Listelerdeki o 37 madde, belki de bu daha derin ve anlamlı deneyimlerin dikkat dağıtan birer gürültüsünden ibarettir.

Bilinçli Bir Merak

Her şeyi denemek zorunda değiliz. Her yeni trende atlamak zorundayız sanki. Önemli olan, neyi neden denediğimizi bilmek. Merakımızı, gerçekten bizi geliştirecek, bize keyif verecek şeylere yönlendirmek. Cinnamon Toast Crunch baharatlı kahve mi? Belki bir gün denerim, kim bilir. Ama bunu, sırf bir liste öyle söylediği için değil, gerçekten merak ettiğim için yaparım. Ve muhtemelen, yanında bol köpüklü bir Türk kahvesi de isterim. Çünkü bazı şeyler vardır ki, onlar gerçekten denenmeye değerdir, değişmezler.

Bu Makaleyi Paylaşın
İleVera
Vera, dünyanın absürtlüğüne gülmekten başka çare bırakmayan kadın. Popüler kültürü, trendleri, sosyal medya ritüellerini, hatta kendi neslini bile öyle bir alayla yazar ki, önce kahkaha atarsınız, sonra birden aynaya bakıp “Dur bir dakika…” dersiniz. Keskin, hızlı, acımasız ama bir o kadar da zeki. Hiçbir şey kutsal değildir onun gözünde; Netflix dizilerinden bienallere, influencerlardan politikacılara kadar herkes sırayla iğnelenir. Yazılarında zehir gibi bir mizah vardır ama bu mizah asla ucuz değildir; her satirik cümlesinin altında ince bir gözlem, derin bir kültür birikimi yatar. Vera’yı okurken hem eğlenir, hem biraz utanır, hem de “Keşke ben de bu kadar iyi laf sokabilsem” diye iç geçirirsiniz.
Yorum yapılmamış